Çağdaş Sözlük

Arız ~ عارض

Kamus-ul'Alam - Arız ~ عارض maddesi. Sayfa: 638 - Sira: 9

Kamusul Alam, Şemseddin Sami; Kamusul Alamde Arız maddesi. osmanlıcada Arız ne demek, Arız anlamı manası, Arız osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Arız hakkında bilgi. Arapça Arız ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Arız anlamı

Kamusul Alamde - عارض Arız maddesi. Şemseddin Sami, Kamusul Alam Ansiklopedisi

Arız ~ عارض güncel sözlüklerde anlamı:

aRIZ ::: So adan olan şey. Bir şeyin zâtına ve hakikatına ait ve lâzım olmayıp başka bir varlıktan bazan vâki ve kaim olan. Takılan. Yapışan. * Bir şeyi arz ve takdim edici olan. * Kalın ve geniş bulut. * Ön dişlerin haricindeki onaltı dişin herbiri. * İnsanın yanağı. * Hasta olduğundan dolayı kesilen deve. * Seyrek sakallı kimse. (Bak: İctima-i zıddeyn) * (Arz. dan) Gelen. * Tesadüfî vakıa. * Dağ, bulut. v.s. gibi görmeye mâni olan herşey. * Yanak.

ârız ::: (a. s. arz'dan.) : 1) gelen. 2) i. tesâdüfî vak'a. 3) i. dağ, bulut ve şâire gibi gör-miye manî olan herşey. 4) i. yanak.

ârız-ı gülgûn ::: gül renginde olan yanak, penbe, al yanak.

ârız ::: gelip çatan, bulaşan, yapışan.

Arız :::


  1. Sonradan ortaya çıkan.

  2. Bulaşmış, musallat olmuş
    Örnek: Zengin çocuklarına arız münasebetsizlikler, fakir çocuklarına mahsus fenalıklardan aşağı kalmıyor. H. R. Gürpınar

ârız ::: yanak , bulaşan , gelen , yapışan

ârız ::: ‬yanak

ârız ::: gelen

ârız ::: engel

ÂRIZ :::

Sonradan olan şey. Bir şeyin zâtına ve hakikatına ait ve lâzım olmayıp başka bir varlıktan bazan vâki ve kaim olan. Takılan. Yapışan. * Bir şeyi arz ve takdim edici olan. * Kalın ve geniş bulut. * Ön dişlerin haricindeki onaltı dişin herbiri. * İnsanın yanağı. * Hasta olduğundan dolayı kesilen deve. * Seyrek sakallı kimse. (Bak: İctima-i zıddeyn) * (Arz. dan) Gelen. * Tesadüfî vakıa. * Dağ, bulut. v.s. gibi görmeye mâni olan herşey. * Yanak.