Nabi ~ نابی
Kamus-ul'Alam - Nabi ~ نابی maddesi. Sayfa: 534 - Sira: 4

Kamusul Alam, Şemseddin Sami; Kamusul Alamde Nabi maddesi. osmanlıcada Nabi ne demek, Nabi anlamı manası, Nabi osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Nabi hakkında bilgi. Arapça Nabi ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Nabi anlamı
Kamusul Alamde - نابی Nabi maddesi. Şemseddin Sami, Kamusul Alam Ansiklopedisi
Nabi ~ نابی güncel sözlüklerde anlamı:
NABi ::: Haber veren, haberci. * Urfa'lı kıymetli bir şâirin ismi. (Mi: 1626- 1712)
NABi ::: Yüksek, yüce.
nâbî ::: (a. i.) : 1) haberci, haber veren, (bkz. : muhbir). 2) i. erkek adı.
nâbi', nâbia ::: (a. s. nebeân'dan) : yerden çıkıp fışkıran, kaynıyan, akan.
Nâbî ::: (a. h. i.) : Büyük Türk. şâiridir; 1626 da Urfa'da doğmuştur. Dördüncü Sultan Mehmed devrinde (1648-1687) İstanbul'a gelerek Musâhib-i Şehriyârî Mustafa Paşa dâiresine intisab ile onun dîvan kâtipliğini yapmış ve bir ara Hicaz'a da gitmiştir. Mustafa Paşa ölünce Haleb'e çekilerek uzun müddet orada yaşamıştır; Halep Vâlîsi Baltacı Mehmet Paşa ile birlikte yeniden İstanbul'a gelmiştir (1710). İstanbul'da hayâtının son yıllarında baş muhasebecilik vazifesi görmüş ve' 1712 de ölmüştür. Başlıca eserleri şunlardır : Mürettep Divan, Hayriyye, Hayr-âbâd, Surnâme, Zeyl-i Siyer-i Veysî, Tuhfet-ül-Harameyn, Münşeat. Vâdî sahibi büyük bir ş
nabi ::: haber veren , haberci , urfa'lı kıymetli bir şairin ismi , (mi: 1626- 1712) , yüksek , yüce
Nâbî ::: (a. h. i.) Büyük Türk. şâiridir; 1626 da Urfa'da doğmuştur. Dördüncü Sultan Mehmed devrinde (1648-1687) İstanbul'a gelerek Musâhib-i Şehriyârî Mustafa Paşa dâiresine intisab ile onun dîvan kâtipliğini yapmış ve bir ara Hicaz'a da gitmiştir. Mustafa Paşa ölünce Haleb'e çekilerek uzun müddet orada yaşamıştır; Halep Vâlîsi Baltacı Mehmet Paşa ile birlikte yeniden İstanbul'a gelmiştir (1710). İstanbul'da hayâtının son yıllarında baş muhasebecilik vazifesi görmüş ve' 1712 de ölmüştür. Başlıca eserleri şunlardır : Mürettep Divan, Hayriyye, Hayr-âbâd, Surnâme, Zeyl-i Siyer-i Veysî, Tuhfet-ül-Harameyn, Münşeat. Vâdî sahibi büyük bir ş
NABİ :::