Hasan ~ حسن
Kamus-ul'Alam - Hasan ~ حسن maddesi. Sayfa: 343 - Sira: 4
Kamusul Alam, Şemseddin Sami; Kamusul Alamde Hasan maddesi. osmanlıcada Hasan ne demek, Hasan anlamı manası, Hasan osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Hasan hakkında bilgi. Arapça Hasan ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Hasan anlamı
Kamusul Alamde - حسن Hasan maddesi. Şemseddin Sami, Kamusul Alam Ansiklopedisi
Hasan ~ حسن güncel sözlüklerde anlamı:
HASAN ::: Nâmahremden korunur üzere olmak, korunmak.
HASAN ::: Güzel. (Bak: Hasen)
HASAN ::: İyilik. Güzel muamelede bulunmak.
hasen ::: (a. s.) : hüsünlü, güzel. Vech-i hasen : güze! yüz. A'mâl-i hasene : güzel işler. [müen. "hasene" dir]. [Osmanlıcada erkek adı olarak "hasan" şeklinde kullanılır].
hasen-ül-hulk ::: huyu güzel.
hasen-ül-vech ::: güzel yüzlü.
hasen-üs-savt ::: güzel sesli.
hüsn ::: (a. s.) : 1) güzel, iyi. 2) i. güzellik, iyilik.
hüsn-i âdâb ::: güzel terbiye, görgü.
hüsn-i ahlâk ::: ahlâk güzelliği.
hüsn-i âkibet ::: netîce güzelliği.
hüsn-i beyân ::: ed. iyi, güzel anlatış.
hüsn-i endim ::: endam, vücut güzelliği.
hüsn-i hâl ::: davranış güzelliği.
hüsn-i hareket ::: iyi muamelede bulunma.
hüsn-i hatt ::: yazı güzelliği.
hüsn-i hisâl ::: huyların iyiliği.
hüsn-i hitâm ::: iyi sona erme.
hüsn-i hizmet ::: iyi iş görme.
hüsn-i ibtidâ' ::: ed. (bkz. : berâat-i istihlâl).
hüsn-i idare ::: iyi idare, iyi kullanma.
hüsn-i imtizaç ::: iyi geçinme.
hüsn-i isti'mâl ::: iyi kullanma.
hüsn-i i'tibâr ::: çok itibâr gösterme, iltifat etme.
hüsn-i kabul ::: iyi bir surette kabul etme, iyi yüz gösterme.
hüsn-i makta' ::: ed. bir gazelin makta' beytinden evvelki beyit.
hüsn-i ma'nevî ::: iç güzelliği.
hüsn-i matla' ::: ed. bir gazelin ikinci beyti.
hüsn-i meyelân ::: muhabbet iyiliği.
hüsn-i muamele ::: iyi muamele.
hüsn-i nazar ::: teveccüh, iltifat.
hüsn-i niyyet ::: iyi niyet.
hüsn-i suret ::: iyi bir surette.
hüsn-i sûrî ::: görünüşteki güzellik.
hüsn-i şöhret ::: iyi şöhret.
hüsn-i tabiat ::: zevk güzelliği.
hüsn-i ta'bîr ::: söyleyişin güzelliği, güzel ifâde.
hüsn-i tahallus, hüsn-i ta'lfl ::: ed. bir şeyin meydana gelmesine hayalî ve güzel bir sebep gösterme.
hüsn-i tedbîr ::: iyi, yerinde, yolunda tedbir.
hüsn-i telâkki ::: iyi kabul.
hüsn-i teveccüh ::: sevgi ile karışık beğenme.
hüsn-i zann ::: iyi fikir besleme.
hüsn ü ân ::: 1) güzellik; 2) müz. Türk müziğinin en az iki buçuk üç asırlık bir mürekkep makamı olup, numunesi kalmamıştır.
hüsn ü aşk ::: 1) güzellik ve sevgi; 2) Şeyh Galib'in meşhur manzum hikâyesi.
hüsn ü kubh ::: 1) güzellik ve çirkinlik; 2) Hanefî fıkhının en mühim bahislerinden biri.
hüsn ü letafet ::: güzellik ve hoşluk.
Hasan ::: Peygamber Efendimizin büyük torunu.
hüsün ::: güzellik
hasen ::: güzel , güzellik
hüsn ::: güzellik , iyilik
hasan ::: güzel
hasen ::: güzel
hüsn ::: güzellik
hasen ::: (a. s.) hüsünlü, güzel. Vech-i hasen : güze! yüz. A'mâl-i hasene : güzel işler. [müen.
HASAN :::